Gazze’deki yardım dağıtım noktalarında görev alan Amerika Birleşik Devletleri özel güvenlik görevlileri, açlıkla mücadele eden sivillere karşı gerçek mermi kullanıp ses bombaları ve biber gazı attıklarını itiraf etti.
Kimliklerini paylaşmak istemeyen iki Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı paralı asker, Associated Press’e yaptıkları açıklamada bu bölgelerde yaşanan vahşeti anlattılar.
Paralı askerler, güvenlik görevlilerinin genellikle eğitimsiz ve kontrolsüz bir şekilde silahlandırıldığını ve masum sivillere rastgele saldırdıklarını belirtti. Bir paralı asker, “Masum insanlar yaralanıyor, hem de gereksiz yere,” dedi.
VAHŞETE TANIK OLANLARIN İFADELERİ
UG Solutions’a bağlı paralı askerler, kendi ekibinden olan paralı askerlerin yardım alanlarında gelenleri yakından takip ettiğini ve şüpheli buldukları kişileri İsrail ordusuna bildirdiklerini anlattı.
İsrail ordusundan izin alan paralı askerler, açlıkla mücadele eden insanlara insanlık dışı saldırılarda bulundular.
Ses bombaları ve biber gazı kalabalığa atıldı, çitlerle çevrili alanda kaçacak yerleri olmayan insanlar çığlıklarla barikatları zorlarken, askerler gerçek mermilerle ateş açtılar.
Associated Press’e konuşan bir paralı asker, en az bir kişinin vurulduğuna tanık olduğunu belirtti. Bir asker, bir Filistinli’yi vurduktan sonra “Sanırım bir tane vurdum!” diye bağırdı. Yanındaki asker ise, “Yürü be, oğlum” şeklinde yanıt verdi.
VAKFIN AÇIKLAMASI
Bu ifadeler, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin 30 milyon dolar bağış yaptığı Gazze İnsani Vakfı (Gaza Humanitarian Foundation / GHF) adlı kuruluşun sahadaki faaliyetleri hakkında detaylı ilk tanık ifadesini oluşturdu.
Vakfın diğer finans kaynakları ise henüz belirsizliğini korurken, gazeteciler İsrail kontrolündeki bu alanlara erişim sağlayamıyor.
Safe Reach Solutions şirketinin bir sözcüsü, şimdiye kadar ciddi bir yaralanma yaşanmadığını ifade ederken, yalnızca kalabalığı kontrol altına almak amacıyla ve sivillere zarar vermemek için ateş açıldığını belirtti.
Uygulamanın, insanların en umutsuz anlarında yardım almak için geldiklerinde gerçekleştiğini savunan sözcü, tanıkların ifadelerinin ve görüntülerinin müdahalelerin rutinleştiğini ve orantısız şiddeti içerdiğini gösterdiğini vurguladı.
